** KIŞ YARI GELENEĞİ **
“Kış Yarısı”, yarım yüzyıl geriye gittiğimizde çocukluğumuzun aksatılmadan gerçekleştirilen bir geleneği olarak belleklerimizde yerini alıyor.
Kış Yarısı
Rumi Takvim ile bağdaşan “Köylü Hesabı”na göre, kışın 40 günü “zahmarı”, 40 günü“zahmatı”dır. Zahmarı 21 Ocak gününe kadar sürer. 21 Ocak günü “kış yarısı”dır. Kış yarısından sonra kış şiddetlenir. Halkın yiyeceğinin, hayvanların yemlerinin de azaldığı zamandır. Şubat ayının ilk haftasına boş hafta (Avara), ikinci haftasına Hızır adı verilir. Hızır haftasında kışın şiddeti daha da artar. Hızır haftasının ardından kışın şiddeti kırılır ve cemreler başlar. Şubatın üçüncü ve dördüncü haftasında cemreler yere ve suya düşer. Havaya düşen cemreler 12 Martta sona erer. Mart dokuzu çıkınca (21 Mart) ilkbahar gelmiş olur. Navruz Günü de denir.
21 Ocakta kış yarılandığı için kış yarısı denen tören yapılır. Gündüz boyu çocuklar köyü gezerek un ve yağ toplar. Kış yarısı adı verilen bu yiyecekler bir araya getirilir ve kömbe yaptırılır. Bu kömbe birlikte yenilir. Gençler de kış yarısı eğlenceleri düzenlerler, oyunlar çıkarırlar. Kış yarısı oyun-eğlence konusunda en önemli örnek“gelin”dir. Erkeklerden birine entari giydirilir, yün ya da pamuktan göğüs yapılır, süslenir. Başına bir gelinlik atılır. Yani eşarp, tül ve benzeri bir kumaş... Başka bir genç onun sevgilisi olur. Kaçırmış gibi anası ya da bir yakınının yanına götürür. Gelin onların elini öperek yüz görümlüğü ister. Bu, büyüklerden bahşiş koparmaya çalışmanın bir yöntemidir.
Navruz Günü geleneği gibi birçok gelenek onlarca yıl önce, son yirmi otuz yıl içinde de kış yarısı gelenekleri unutulmuştur.
Kış Yarısı Geleneği
Kış mevsiminin yarısı geldiğinde gençler (özellikle köylerde) “Hayadan” çıkarırlar. Gençler üstlerine dilenci, cadı, gelinlik, damat giysileri gibi değişik ve komik giysiler giyerek gece vakti evlerin kapılarını çalarlar. Ev sahipleri gençleri içeri alırlar. Gençler oyun oynamaya başlayıp;
Hayadan huyadan
Yılan aktı kayadan
Verenin bir oğlu olmuş
Vermeyenin bir kel kızı
Onu da Allah elinden almış
diyerek oyunlara devam ederler.
Ev sahipleri gençlerin torbasına yağ, un, ceviz gibi yiyecekleri koyar.
Gençler bütün evlerden bu şekilde yiyecek toplayıp bir eve toplanırlar. Toplanan malzemelerin hepsinden “kömbe” yapar, hep beraber eğlence yaparak yerler.
KIŞ YARISI GELENEĞİ
Uzun senelerdir köyde yapılmayan bir gelenek. İlk yapılışı ne zaman bilinmiyor. İlk yapılma amacı nedir onu da tam olarak bilmiyorum. Ancak isminden ve köydeki eski yaşam koşullarından fikir yürütürsek eğer, eskide kış ayları uzun ve ağır geçermiş. Çok kar yağarmış. Hayvancılığın yoğun olduğu bir dönem ve insanların evleri toprak, bundan dolayı kış yarı olunca, kışın zor olan yaşamın yaz aylarında daha rahat olacağı düşüncesiyle baharın gelişini kutlamak için böylesine bir eğlence düzenlenmiş olabilir. Tabi ki bu benim yorumum asıl amacı nedir bilemiyorum.
Küçükken bir sefer gördüm, sonrada yapılmadı zaten. Eski insanlarımızın hesaplarına göre kış yarı olduğu kabul edilen bir günde akşam gençler bir araya gelerek köyü dolaşmaya başlarlar. Bir deve yapılır, bir kaç kişi şalvar giyinerek gelin olur, bir iki kişi silah ile bunların koruyucusu olur, davul zurna ile oynayarak köyü dolanırlar. Köy halkı ise evlerine gelen kış yarıcılara, para veya erzak vererek bu eğlenceye ve geleneğe katkılarını sunarlar. Eğer gelini birisi kaçırırsa o kişi kış yarıcılara bir şey vermez, kış yarıcılar birisinin örneğin çocuğunu kaçırırsa o kişide kış yarıcılarının isteğine göre para veya erzak verir. Bir kişi yüzünü boyayarak Arap olur. Bir kişi de elinde bir kova kül ile dolanarak, kış yarıcıların isteklerini kabul etmeyenlerin ve bir şey vermeyenlere kül atar. Köy dolaşıldıktan sonra toplanan para ve erzak bir eve getirilerek orada yemeklerle eğlence sonlandırılır. Erzak fazla toplandı ise eğer bu paraya çevrilir, köyün ihtiyaçları için kullanılır. Bir seferinde köy gençleri için kitap alınmış.
Kültürel yozlaşmadan mıdır, köydeki genç nüfusun azlığından mı, bilinmez uzun senelerdir Alvar’da bu gelenek yapılmıyor. Diğer sahip olduklarımızdan vazgeçtiğimiz gibi bunda da vazgeçtik.
KIŞ YARISI EĞLENCESİ
Malatya’nın birçok köyünde unutulmaya yüz tutmuş bir gelenek de “kış yarısı” eğlenceleridir. Ocak ayının yirmi yedinci gününü yirmi sekizinci güne bağlayan gece yapılır. Gençler akşamdan bir araya toplanırlar ve kıyafet değiştirirler. İçlerinden birisi sakallı bir ihtiyar diğeri gelin, üç dört kişi de Arap koruyucu kılığına girerler ve kapı kapı dolaşarak yiyecek toplarlar. Kış yarısında görülen bu uygulamanın bir benzerine Hıdrellez kutlamalarında rastlamak mümkün olmaktadır.
Arapkir köylerinde öğretmenlik yapan kaynak kişimiz M. Karacan, günümüzden on beş yıl öncesinde izlediği kış yarısı eğlencesini şöyle anlatmaktadır:
“Bir örme sicim tedarik edilir, bunun ucuna paçavra çul bağlanır. 10-15 kişilik bir grup oluşturan gençlerden bazıları kılık değiştirir. İçlerinden biri çul (bez) bağlı sicimi eline alarak öne düşer, köyü ev ev dolaşırlar. Aşağıda ise pazarlık yapılır. Ev sahibi yiyecek vereceği zaman nazlanır. Yukarıdaki genç ise elindeki çulu havada sallayarak bağırır: ‘Sallandıracağım ha...’ Bu sırada evden bulgur, meyve, yağ, yumurta vb. yiyecekler gençlere verilir. Gençler ev ev dolaşarak biriktirdikleri yiyecekleri, bir eve stok ederler. Sonra da “bulgur pilavı”, yumurtadan kaygana yaparak türkülü-şakalı bir eğlence içinde yerler.
Kış Yarısı
Köyün gençleri çeşitli kılıklara girerek akşamdan köydeki evlerden, bulgur, yağ ve benzeri şeyler toplanır sabah yemekler pişer yenirdi.
ARGUVAN KIZIK KÖYÜNDEN...
Öz oğuz boyundan gelen köylülerimiz Orta Asya'dan kendileri ile birlikte taşıdıkları ve Anadolu'ya yaydıkları geleneklerimizden biri olup kışın yarı olduğunu ve köylülerin kendi yiyecekleri ve hayvanlarının yemlerini buna göre belirledikleri eğer kış iyi giderse memnunluklarını dile getirirler. Bu etkinlik köylülerimizin barış içinde yaşamasını ve sosyal bir gelenek olarak bunun işbirliği içinde sürdürülmesini sağlamaktadır. Kış mevsimi genellikle 90 gün olarak hesaplanır. Ancak miladi takvim değil de hicri takvime göre ya da son hesap diye adlandırılır. 13 Aralık-13 Mart arasıdır. Kış yarı Ocak ayının son haftası gerçekleştirilmektedir.
Köyümüzde de gençler bir araya gelerek büyüklerimizden gördükleri duydukları geleneklerimizi yerine getirmek, eğlenmek, gezmek ve hatta küçükte olsa toplumsal dayanışmayı sağlamak amacıyla yapılan eğlencelerin tümü kış yarısı eğlenceleridir. Köyümüzde kış yarısı kutlamaları yakın tarihe kadar çok iyi bir şekilde organize edilip geniş kapsamlı kutlamalar organize edilmiştir. Bu kutlamalar bir nevi tiyatro gösterisi gibi fakat salonda değil de tamamen köy içerisinde ve halka açık bir şekilde belli bir oyun belirlemeksizin o anda oluşan konuya göre yapılan bir sunu şeklidir. Köylüler toplanır özelliklede işin tamamen organizasyonunu yapacak olan gençlerden bir gurup tüm köyü dolaşarak kış yarı yapılacağı günü bildirir. Bir gurup davulcu, zurnacı temin eder başka bir gurup ise şenliklerde oyuncuların giyecekleri kıyafetlerini temin ederler.
Kış yarı şenliklerinde görev alacak olanlar sabah erkenden büyük bir köy odasında toplanırlar. Görevler olarak beş altı kız, iki koca, üç Arap, bir deve, bir deveci ve iki it oluşturulur. Bunlara bir hak toplayıcısı heybe omzunda ve yardımcısı eklenir. Bu ekip davul zurna eşliğinde odadan çıkarlar. İtin anlamı hayvancılıkla geçindiklerini işareti ve güvenlik içindir. Araplar güvenlik için öncü ve ekibin koruyucularıdır. Kocalardan yaşlısı aşiretin yani göçerin büyüğüdür, ikinci koca organizatördür ve yardımcıdır. Deve göçerliği, deveci döşünde bayrağı ile kim olduklarını ve göğsünde bayrağa saygıyı temsil eder. Kızlar erkek olup temsilen genç kız elbiseleri giyerler. Kocalar şalvar, aba, potin, işlik, baston ve kafalarına kalpak yerine içi oyulmuş kabak geçirirler. Araplar şalvar, palto, kefiye, palaska, bıçak, sopa kullanırlar ve yüzlerini boyarlar. İtler koyun veya keçi derisi sırtına giyer ve elinde iğne veya çöğür bulunur. Deve, deveye benzer temsili yapılmaktadır, deveci sakallı şapkalı ve döşünde bayrak asılıdır.
Önce köy meydanında davul zurna eşliğinde halaylar çekip oyun oynarlar